

Kuş gribi: Fransa’da Aralık ayında 2 milyon kümes hayvanı katledildi, 2023 sonbaharından önce aşı yok
Tarım Bakanlığı Perşembe günü, çiftçiler için felaket niteliğindeki bu salgınla mücadeleye yönelik yol haritasını detaylandırdı.
Ücret son derece endişe verici. Fransa’da 1 Ağustos’tan 21 Aralık’a kadar, yarısı ördek olmak üzere 3.3 milyon kümes hayvanı kuş gribi nedeniyle katledildi. Fransa Tarım Bakanlığı’nın 22 Aralık Perşembe günü yaptığı açıklamaya göre, sadece Aralık ayında iki milyon hayvan kesildi. Avrupa’nın geri kalanı gibi ciddi bir kuş gribi salgınıyla karşı karşıya kalan ve kıtada on milyonlarca kümes hayvanının katledilmesine yol açan Fransız hükümeti, 2023 sonbaharında ilk kümes hayvanı aşılamasını başlatmayı hedefliyor.
Perşembe günü sunulan takvime göre, laboratuvar deneylerinin ilk sonuçlarının Mart 2023 civarında bilinmesi gerekiyor. En iyimser senaryosunu ortaya koyan bakanlığa göre, “Bugüne kadar, virüse karşı iyi bir tepki ile oldukça cesaret verici”. “Tüm sinyaller yeşil olursa, Mayıs ayında işlevsel, ruhsatlı aşılara ve sağlık ve ekonomik duruma uyarlanmış bir stratejiye sahip olacağız” dedi.
Tatil sezonuna birkaç gün kala çiftçiler özellikle etkilendi
Avrupalı sağlık yetkilileri Salı günü yaptıkları açıklamada, kuş gribi salgınının Avrupa tarihindeki “en yıkıcı” salgın olduğunu ve sadece 2021-2022 yılları arasında enfekte çiftliklerde 50 milyondan fazla kuşun katledildiğini söyledi. Psikolojik ve mali açıdan zor durumda olan çiftçiler, virüs kıtada endemik hale geldikçe üçüncü bir yıkım kışıyla başa çıkmakta zorlanacaklardır. Kuş gribi vakalarına ilişkin raporlar, virüsü kapmış olabilecek tüm kümes hayvanlarının sistematik olarak katledilmesine yol açıyor.
Tarım Bakanlığı, virüsün yayılmasının hızlanmasının sadece sıcaklıklardaki düşüşle değil, aynı zamanda “yabani kuşların güçlü göç faaliyetiyle” de bağlantılı olduğunu söyledi. 1 Ağustos’tan bu yana çiftliklerde toplam 226 salgın kaydedilmiştir. Salgın, Vendée (94 salgın), Maine-et-Loire (38 salgın) ve Deux-Sèvres’deki (33 salgın) çiftlikleri tahrip etmeye devam etmektedir. Fransa’da Kasım 2021 sonu ile Mayıs 2022 ortası arasında meydana gelen bir önceki dalga, 20 milyondan fazla kümes hayvanının ötenazi edilmesine yol açmıştı.

Almanya’da maske zorunluğuna dönüş çağrısı
Almanya’da Covid-19 vakalarının daha fazla artmasını önlemek için eyalet yönetimlerinden maske takma zorunluluğu getirilmesi istendi. Alman Tabipler Birliği Başkanı Susanne Johna, eyalet yönetimlerden artan Covid-19 vaka sayılarına karşı harekete geçmesini talep ederek, vaka sayılarının çok yüksek olduğu bölgelerde toplu taşıma ve halka açık kapalı alanlarda FFP2 maske takma zorunluluğu getirilmesi gerektiğini söyledi.
Johna, eyaletlerin hastanelere aşırı yüklenme olmaması için salgının durumunu yakından takip ederek kararlar almasını istedi. Hastanelerdeki durumuna dikkati çeken Johna, hastanelerde Covid-19 testi pozitif çıkan hastaların sayısının bir önceki haftaya göre iki kat arttığını, yoğun bakım servislerinde de Covid-19 hastalarının sayısının arttığının görüldüğünü anlattı.
Johna, “Acil servislere şimdiden aşırı yüklenme var, bazı eyaletlerde acil durum yönlendirme merkezleri hastalar için ambulanslarda boş yer bulmada zorluk yaşıyor.” ifadelerini kullandı. Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach da eyaletlere, büyüyen Covid-19 dalgısına karşı mücadelede kapalı alanlarda maske zorunluğu getirilmesi çağrısında bulunarak, eyaletlerden Enfeksiyonu Koruma Yasası’nda yer alan bu imkanı kullanmasını talep etti.
Lauterbach, federal hükümetin eyaletleri bu konuda zorlayamayacağını belirterek, Kovid-19 dalgasının kendiliğinden de azalmayacağına dikkati çekti. Yüksek vakalardan dolayı bazı hastanelerin şimdiden taşıyabilecekleri yükün sınırına geldiğini, ölümlerin de arttığını aktaran Lauterbach, aşılara, daha iyi verilere ve ölüm oranlarını düşüren ilaçlara sahip oldukları için Covid-19 dalgasına hazırlıklı olduklarını da kaydetti.

Çayı sakın bu şekilde tüketmeyin! Kanser riskini 5 kat artırıyor
Düzenli olarak kaynar, 65 santigrat derecenin üstünde sıcaklıkta içilen çayın yemek borusu kanseri riskini artırdığını belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral uyardı. Prof. Dr. Göral, “Sigara, sıcak çay ve alkol kullanımı varsa yemek borusu kanseri riski 5 kat artıyor. Günde 3-4 fincanı geçmeden ılık sıcaklıkta çay tüketilmeli” dedi.
Yemek borusu kanserinin görülme oranlarını hatırlatan Prof. Dr. Vedat Göral, “Dünyada bazı otoritelere göre 6, bazılarına göre ise 8’inci sırada ölüm nedeni. Dolayısıyla ciddi bir hastalık. Genetik alt yapısı var ama tetikleyen faktörler mevcut. Yapılan çalışmalara göre Türkiye’nin doğusunda Çin, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan’da çok fazla sayıda çay ve sıcak içecekler tüketildiğinden yemek borusu kanseri çok sık görülüyor. Özellikle 65 santigrat derece ve yukarısındaki sıcaklıkta çay tüketildiğinde yemek borusu kanseri riskinin arttığı gösterilmiş. Beraberinde sigara içiliyor ve alkol tüketiliyorsa bu risk daha da artıyor. Sigara içenler bir de sıcak çayı fazlaca tüketiyorsa kanser riski 2 kat hem sigara hem sıcak çay hem de alkol varsa risk 5 kat artıyor” ifadelerini kullandı.
Yemek borusundaki yaraların kansere zemin hazırladığını anlatan Prof. Dr. Göral, “Dolayısıyla elimize dahi alamadığımız, cildimize döküldüğünde yanan bir çayı biz hemen içiyoruz ve yemek borusu ızdırap çekiyor. Dolayısıyla içmeden 3-4 dakika kadar çayı bekletmek gerekiyor. Çok fazla sıcak içecek tüketildiğinde yemek borusunda yaralar meydana geliyor. Eğer bu kronik bir hale geliyorsa uzun dönemde kanserin de bir tetikleyicisi olabilir. Ama beraberinde sigara ve alkol tüketimi bunu daha da artırıyor. Türkiye’nin doğusunda özellikle Erzurum ve Van’da çok fazla sıcak çay tüketiliyor. Erzurum’da bilindiği gibi kıtlama çay meşhur ve günde 30 bardak çay içen insanlar var. Yanında sigara, yaş ve genetik faktörler olunca bu tetikleyici faktör olabilir. Çayın miktarını abartmadan her şeyi dozunda tüketmek gerekiyor. Günde 3-4 fincanı geçmemeyi öneririz” uyarısında bulundu.
Sıcak kadar soğuk içecekler konusunda da uyaran Prof. Dr. Göral, “Soğuk içeceklerinde zararlı olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar yemek borusu ve midede iltihaba yol açacaktır. Özellikle akut gastrit tablosu ortaya çıkabilir, midede aşırı asit salgısı görülür. Bu durum gastrit ve reflüyü tetikleyecektir. Bazen de çok sıcak tükettikten sonra üzerine soğuk su içilebiliyor. Bunun sonrasında da yemek borusunda yaralar görülebiliyor. Bu yaralar da kansere gidişi hızlandırabiliyor” ifadelerini kullandı.
Yemek borusu kanseri belirtilerine dikkat çeken Prof. Dr. Göral, şunları söyledi: “En önemli belirti yutma güçlüğüdür. Böyle bir anda hemen hekime başvurulmasını öneriyoruz. Özellikle erkek cinsiyet, sigara kullanımı, alkol ve sıcak çay tüketimi fazlaysa hemen hekime başvurmak gerekir. Burada yapılacak endoskopi ile yemek borusu kanseri hemen teşhis ediliyor.
Tedavisini de biyopsi sonucuna göre yapıyoruz. Günümüzde çok iyi tedaviler mevcut. Bazen de ameliyat gerekebiliyor.”

Ameliyat öncesi PCR testi kalktı
Sağlık Bakanlığı, ameliyat ya da endoskopi, kolonoskopi gibi girişimsel işlemler öncesinde hastalara tarama amaçlı test zorunluluğunu kaldırdı. (daha&helliip;)

Covid-19’a karşı aşılanma durumunu gösteren mikroçip geliştirdi
İsveç merkezli bir girişim olan Epicenter, insanların deri altına yerleştirilebilen bir mikroçip tanıttı. Bu, çip sayesinde bir kişinin Covid-19’a karşı aşılı olup olmadığının görülebileceği belirtildi. Epicenter tarafından yapılan açıklamada mikroçipte yer alan bilgilerin, temassız ödemeler için kullanılan yakın alan iletişimi (NFC) protokolü sayesinde, herhangi bir cihaz tarafından okunabileceği kaydedildi. (daha&helliip;)